ŞEVKET ÖZÜGERGİN
SEÇİM SONRASI BEKLENTİLERİ VE KAYGILARI
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin birinci turda sonuçlanmasının piyasalardaki olumlu etkileri çok uzun sürmedi. Beklentilerin aksine, kısa bir olumlu süre sonra dolar yeniden dalgalanmaya, borsa endeksi gerilemeye ve faizler yukarı yönlü bir harekete başladı.
Bu durumun hem içeriden ve hem de dışarıdan kaynaklanan çeşitli nedenleri bulunmaktadır.
Piyasalar, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra da siyasi gerginliğin ve kutuplaşmanın süreceği kaygısını taşımaktadır. Bu kaygı, genel seçimlere çok az bir zaman kaldığı ve siyasi nitelikteki tartışmaların süreceği düşünüldüğünde, daha da artmaktadır. Siyasi partilerin kendi içlerinde de bazı hareketlenmeler olabileceği ve dengelerin değişebileceği görüşü de yaygındır. Nitekim, Türkiye’ye ‘yatırım yapılabilir’ notunu veren derecelendirme kuruluşlarından FİTCH, siyasi risklerin ülkeye sermaye girişlerini olumsuz yönde etkileyebileceği uyarısında bulunmuştur. Aynı notu veren ilk derecelendirme kuruluşu MOODY’s in ise benzer bir uyarıda bulunabileceği, ekonomi yönetimindeki bazı yetkililerce de ilan edilmiştir.
Türkiye’nin ise ekonomik büyümesini sağlamak ve cari açığını finanse edebilmek için dış kaynağa ihtiyaç duyduğu bilinmektedir. Zaten ABD Merkez Bankası(FED) nın, tahvil alım programını aşamalı olarak sonlandırma kararından sonra, ekonomik verilerin gelişimine paralel olarak faiz artışına gideceği açıktır ve bu durumda büyük uluslar arası fonlar ABD’ne yönelecek ve Türkiye gibi dış kaynağa muhtaç ülkeler para bulmakta zorlanacaklardır.
Kaldı ki, genel seçimlere doğru iktidarın büyümeye daha fazla öncelik vermesi ve bu itibarla daha fazla dış kaynağa ihtiyaç duyması beklenebilir.
İç piyasalardaki diğer bir kaygı, ekonomi yönetiminde bir kadro değişikliğine gidilip gidilmeyeceği ve olursa, değişikliğin siyaset-ekonomi dengesini ne ölçüde etkileyeceğidir. Doğal olarak piyasalar, ekonomik kararların, ekonomik gerekçelere dayandırılmasını beklemektedir.
Türkiye’yi yakından ilgilendiren dış gelişmeler de, bu aralar ülkemizin lehine değildir.
Suriye’den sonra, Irak’taki gelişmeler ihracatımızı, nakliye gelirlerimizi ve yatırımlarımızı aşağıya çekmektedir. Rusya’ya uygulanmaya başlayan ambargonun ülkemizi ne ölçüde etkileyeceği belirsizdir. Ambargoya taraf olmanın da, dışında kalmanın da etkileri olacaktır. Rusya’nın, Ukrayna sınırına askeri yığınak yapmaya başlamasının sonuçlarını kestirmek kolay değildir.
Böyle dönemlerde, sakin olmak, duygusal hareket etmemek, uzun vadeli çıkarları göz önünde tutmak, siyasi ve ekonomik istikrarı öncelikli hedef olarak belirlemek en doğru bir davranış şekli olacaktır. |
|