TÜRK EKONOMİSİ POZİTİF BİR AYRIŞMA GÖSTERMEKTEDİR.
Türk ekonomisinin, belli başlı ülke ekonomilerinden pozitif anlamda ayrıştığı artık dış ekonomik çevrelerde kabul edilmektedir.
Avrupa’da borç krizi sürmektedir. İspanya ve Yunanistan’a yapılan mali yardımlar, Avrupa Merkez Bankası’nın kurtarma paketleri gibi önlemler de krizin aşılmasına yetmemiştir. Avrupa Bankaları’nın mali yapıları yeterli güce ulaşamamıştır. Büyüme, halen en büyük sorunlarıdır ve büyümeden, borçların nasıl ödenebileceği de bilinmemektedir.
Gelişme yolundaki ülkelerin sorunları da ekonomik büyümedir. Çin, Brezilya ve G.Kore büyüme hızlarını arttırmak için faizlerini indirmeye çalışmaktadır.
ABD’de de durum çok farklı değildir. İstihdam hacmi artmamakta, gayrimenkul piyasaları canlanamamaktadır. Düşünülen önlemler ise bellidir. Faiz hadlerini daha da indirmek ve parasal genişlemeye gitmek. Yani piyasaları paraya boğmak. Türkiye’de ise durum farklıdır Faizler ve enflasyon gerilemektedir. En büyük sorun olan cari açık gerilemektedir. Bir o kadar önemli olan bir başka husus, cari açığın finansmanında zorlanılmamaktadır.
Mayıs ayı itibariyle on iki aylık cari açık 67 milyar dolara gerilemiştir. 2011 yılının 77 milyar doları aşan açığı ile karşılaştırıldığında önemli bir düşme eğilimi görülmektedir ama açık yine de yüksektir.
Açığın finansmanın da zorlanılmamasının delili, aynı aylarda sağlanabilen net dış finansmanın aynı aylardaki cari açıktan fazla olmasıdır. Gerçekten Nisan ve Mayıs aylarında 10,8 milyar dolar cari açık verilmişken, aynı dönemde 15 milyar dolar net dış finansman elde edilmiştir. 4,2 milyar dolar finansman fazlası sağlanmıştır. Bu gelişme Merkez Bankası rezervlerine olumlu bir katkı sağlamıştır.
Ekonomideki ilginç gelişmelerden bir başkası da şudur.
Son zamanlara kadar, ekonomik büyümemizin ana sebebi iç talepteki artışlar olmuştur. Dış ticaret büyümeye negatif katkı yapmıştır. Ancak bu yılın ilk çeyreğindeki rakamlar durumun tersine döndüğünü göstermektedir.
İç talebin büyümeye katkısı % 1’in altındadır. Mal ve hizmet ihracatının büyümeye katkısı % 13,5 ve dış ticaretin net katkısı % 4,5 civarındadır. Büyüme dış kaynaklı hale gelmiştir. İhracat artarken, ithalat gerilemiştir. İhracatımızın bölgeler itibariyle dağılımı ilgi çekicidir. AB’ ne ihracat % 50-55 lerden % 35 lere gerilemiştir. Yeni pazarlar bulma çabaları sonuç vermişe benzemektedir. Kuşkusuz bu yeni pazarlarda kalıcı olmak son derece önemlidir.
Ekonomik büyümenin bir başka sebebi kamu harcamalarının giderek artmasıdır. İlk 3 ayda kamu tüketim harcamaları % 5,5 ve kamu yatırım harcamaları % 2,1 artmış ve kamu talebinin büyümeye katkısı % 4,7 olmuştur. Maliye Bakanı, ilk altı ayda kamu giderlerindeki artışın % 18 civarında olduğunu ve bu gelişmenin bütçe dengeleri üzerinde olumsuzluk yaratabileceğini açıklamıştır. İç talep artışındaki yavaşlamanın yerini, kamu harcamalarının aldığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda da değindiğimiz gibi, dış piyasalarda likidite bolluğu vardır ve finansal piyasalarda genişlemenin sürmesi beklenmektedir. Türkiye mevcut durumuyla cazip bir pazardır. Büyük fonların ülkeye akması sözkonusu olabilir. Türkiye yeniden sıcak para kaynaklı bir büyümeye dönebilir. Bol ve ucuz döviz TL değerini arttırabilir, ithalat yeniden ucuz ve ihracat yeniden pahalı hale gelebilir. Esas olan fon girişlerinin doğrudan yabancı yatırımlara yönlendirilebilmesidir.
Ekleme Tarihi 24.07.2012
Ekleyen Kişi Şevket Özügergin
Etiketler: Şevket ÖZÜGERGİN, Türk Ekonomisi Pozitif Bir Ayrışma Göstermektedir