Şevket Özügergin
BÜYÜME HIZI TERCİHLERİ
Her ülke hızlı bir ekonomik büyüme yani milli gelirini arttırma peşindedir. Büyüme refahın artması, işsizliğin azalması, satınalma gücünün yükselmesi demektir. Büyümenin sürdürülebilir olması ise, geleceğe daha güvenle bakılmasını sağlar. Ancak esas olan büyümenin hangi kaynaklarla sağlanmakta oluşudur. İç tasarruflarla, ihracat gelirleri ile,doğrudan yabancı yatırımlarla desteklenen büyüme daha kalıcı ve süreklidir.
Türkiye’de iç tasarruf hacmi oldukça zayıftır. İhracat gelirleri artış göstermekle birlikte döviz açıklarını kapatacak düzeyde değildir. Yıllık doğrudan yabancı yatırımlar ise 16-17 milyar dolarlık düzeyi ile yüksek hızlı bir büyümeyi finanse edebilecek durumda değildir. Hal böyle olunca yüksek büyüme hızı ,ithalatı hızlandırmakta, dış ticaret ve cari açıkların büyümesine neden olmaktadır. Açıkların finanmanı ise dış kaynaklarla karşılanmak zorunda kalınmaktadır.
2011 yılında Türkiye böyle bir dönemi yeniden yaşamıştır. Büyüme hızı % 9 olmuş ancak dış ticaret açığı 100 milyar doları ve cari açık 77 milyar doları geçmiştir.Bunun üzerine ekonomi yönetimi büyüme hızının daha makul düzeylere indirilmesine karar vermiş ve 2012 yılı için % 4 lük bir büyüme hedefi seçmiştir.
Ancak bu yılın ikinci üç aylık dönemine ilişkin büyüme rakamları, bu hedefin de altında kalınabileceğini göstermektedir. Sözkonusu dönemdeki büyüme hızı, beklentilerin altında olarak ve % 2,9 da kalmıştır.
Düşük büyüme hızının en önemli nedeni iç talebin gerilemesidir. İkinci çeyrekte bireysel tüketim harcamaları, geçen yılın aynı dönemine göre % 0,5 daralmış ve büyümeyi 0,3 puan geriye çekmiştir. Yurt içinde yatırım ve üretime yapılan harcamalar da azalmıştır. Kamu yatırımları % 4 ve özel yatırımlar % 7,9 oranında düşmüştür. Büyüme bu durumdan 2,1 puan kadar gerileme yaşamıştır. Bu arada kamu tüketim harcamaları,hız kesse de büyümeye 0,45 puan olumlu katkı yapacak şekilde artış göstermiştir.
İç talepteki daralmanın büyümeyi eksiye döndürememesinin ve yine de bir ölçüde büyüme sağlanabilmesinin sebebi dış ticarette ki olumlu gelişmelerdir. İhracatta % 19,8 artış ve ithalatta % 3,6 lık bir gerileme yaşanmış, ihracat, büyümeye 4,6 ve ithalat gerilemesi de 1,1 puan olumlu katkılarda bulunmuşlardır. Dış ticaretin ikinci çeyrekte büyümeye katkısı 5,7 dir. Ancak dış ticaretin bu olumlu katkısının sürmeyeceği yolunda kaygılar bulunmaktadır. Nitekim, Ağustos ayında ihracatımız % 4,6 oranında azalmıştır. Avrupa piyasalarındaki belirsizlikler sürmektedir. Bölgemizde, ihracatımızı olumsuz etkileyebilecek gelişmeler yaşanmaktadır. Petrol fiyatlarının geleceği bilinmemektedir.
Ekonomik büyüme hızının mevcut düzeyini koruması halinde,dış ticaret ve cari açığın gerilmeye devam etmesi beklenebilir. Dış kaynak ihtiyacı azalır. Ekonomi yavaşlar ve istihdam hacmindeki artış hızı da düşer. Büyümenin bir ölçüde de olsa hızlandırılabilmesi için ise iç talebin arttırılması kaçınılmaz hale gelir. Faiz koridorunun üst sınırı indirilerek, kredi faizlerinin düşüşü sağlanabilir.
Avrupa’da beklenen parasal genişlemeye paralel olarak para ve kur politikası yeniden belirlenebilir. Kamu harcamalaına hız verilebilir. Sonuçta,ekonomi bir tercihler sistemidir. |
|