2010 ve 2011 yıllarındaki yüksek hızlı MAKUL BÜYÜME HIZI NE OLMALI DIR ?
Büyümeden sonra hızın makul bir düzeye indirilmesi bilinçli bir politikanın sonucudur. Çünkü hızlı büyüme, tasarruf eksiği olan Türkiye’nin cari açığını ve dolayısıyla dış finansman ihtiyacını arttırmıştır. Bu itibarla. tartışılacak konu “makul büyüme hızının” ne olduğudur. Ekonomi yönetiminin ilk hedefi bu yıl için % 4’ tü. Bu rakam sonradan revize edilerek %3.2 ye çekilmiştir. İlk 9 aylık büyüme ortalaması % 2,8 dir ve 4.çeyreğin ilk ayı olan Ekim’de sanayi üretimi % 5,7 oranında gerilemiştir. Yani 4.çeyrekte de farklı bir büyüme hızı beklenmemektedir. 3.çeyrekte büyüme hızının % 1,6 ya kadar gerilemesi bu yüzden kaygıyla karşılanmıştır.
Büyüme hızındaki sert düşüşün belli başlı sebepleri şunlardır.
Kredi hacmi bilinçli bir şekilde daraltılmış, iç talebin artması sınırlanmaya çalışılmıştır. Bu amaç için döviz kurlarındaki gerilemeyi önleyici tedbirler alınmıştır.
Bölgemizdeki olaylar, dış talepteki yükselmelerin gerçekleşmemesi, belirsizlikler özel sektörün yatırım ve tüketim harcamalarını kısmasına neden olmuştur. Ekonomide genel bir durgunluk ortaya çıkmıştır. İç ticaret daralmış, inşaat sektöründeki gelişme % 1 de kalmıştır. Kamunun nihai tüketim harcamalarındaki yükselme ve ihracat artışı ise açıklanan büyümenin ana unsurları haline gelmiştir. Kamu kesiminin harcamaları 3.çeyrekte % 4,4 ve ilk 11 ayda % 4,7 artmıştır.
İç piyasada iş hacminin daralmasının bir başka nedeni karşılıksız çek işlemlerinde hapis cezasının kaldırılmasıdır. 2011 yılının tamamında 595.000 olan karşılıksız çek sayısı bu yılın ilk 11 ayında 824.000 e ulaşmıştır. Bu durum likidite ihtiyacını arttırmış ve bankalar da kredi hacmini kısınca işler yavaşlamıştır.
Bundan sonra ne olur?
Hiç kimsenin % 2-3 arası bir büyüme hızını makul karşılaması beklenemez. Bu itibarla büyüme hızının yükseltilmesi söz konusu olacaktır. Bunun başlıca yolu, faizleri düşürmek ve kur politikasını bu amaca uygun hale getirmektir. Yani iç talep canlandırılacak ve ihracatın daha da artması sağlanmaya çalışılacaktır. Kuşkusuz doğrudan yabancı yatırımların artması da büyümeye olumlu katkılarda bulunacaktır.
Ancak büyüme hızının, yine dış kaynaklarla yani büyük ölçüde sıcak parayla karşılanması durumunda cari açık sorununun yeniden gündeme geleceği unutulmamalıdır. Sanki öyle bir tehlike de var gibidir. 2011 yılının tamamında hisse senedi ve DİBS’e gelen yabancı para 19,3 milyar dolar iken bu yılın ilk 11 ayında 27,5 milyar dolara yükselmiştir.
ŞEVKET ÖZÜGERGİN
Ekleme Tarihi 12.12.2012
Ekleyen Kişi Şevket Özügergin
Etiketler: Şevket Özügergin,Makul Büyüme Hızı Ne Olmalıdır