Çiftçi Defteri
    TÜRKİYENİN EN GÜVENİLİR
                GIDA, TARIM ve HAYVANCILIK PORTALI

E-Posta
Şifre
Beni Hatırla    
Ş. Unuttum | Üye Ol
Bugün: 21 Kasım 2024 Perşembe
Haberler Yazarlarımız Basından Makaleler Günlük Teknik Bilgiler Etkinlikler Foto Galeri Video Galeri
 Şuan Buradasınız: Ana Sayfa »  Yazarlarimiz » 
facebook
Twitter
 ANA SAYFA
 Gıda
 İçecek
 Tarla Bitkileri
 Sebzecilik
 Meyvecilik
 Hayvancılık
 Su Ürünleri
 Orman, Peyzaj
 Organik Tarım
 Çevre, Enerji
 Bilişim, Teknoloji
 Tarım Tedarik
 Ekonomi, Lojistik
 Tarımsal Desteklemeler

GDO YASASI ve OYNANAN OYUNLAR

     Gündemi meşgul eden GDO lu ürünlerin üretimi ve kullanımı yasasına geçmeden önce genetik çalışmalar ile ilgili bazı bilgiler vermekte yarar var. Dünyada genetik çalışmalar ilk olarak Mendel ile 1990’lı yıllarda başlamıştır. 1922 de melez bitki üretimi, 1953 de DNA’nın yapısı ve işlevinin belirlenmesi çalışmaları ve 1970 li yıllarda melez tohum üretimi ile bu çalışmalar tüm dünyada hızla yaygınlaşmıştır. 1970 li yıllardan sonrada bakteriyel genlerin genetik mühendisliği yöntemleri ile kullanılması ve 1983 de antibiyotiğe karşı dayanıklı ilk transgenik tütün bitkisinin üretimi ile yeni bir boyut kazanan genetik müdahaleler 1990 yılında ABD de herbisite dayanıklı transgenik tütün bitkilerinin tarla denemsine izin verilmesiyle her alanda hızlı yayılmaya başlamıştır. Genelde ürünlerde verim artışı sağlamak, herbisite ve zararlılara karşı dayanıklı ürünler oluşturma, kuraklığa ve soğuğa tolerans gösteren bitki ve hayvan materyali elde etme hedefi gözeten GDO üreticileri bu iddialarla dünyada şu andaki tahminlere göre 200 milyar dolarlık bir pazar oluşturmayı başardılar.

Birçok materyale genetik müdahaleler yapılmıştır ancak pazarda en çok talep gören ve yer edinen GDO’lu ürünler mısır, pamuk, soya ve kanola olmuştur. Uluslar arası alanda GDO lu ürünlere karşı önemli çalışmalarda bulunan ‘’GM Watch’’ Mart 2009 da yayınladığı bir raporla az önce bahsi geçen iddiaların birçoğunun yanlış olduğunu kanıtlamıştır. Raporda GDO lu ürünlerin kullanıldığı alanlarda daha fazla kimyasal ilaç kullanıldığı belirtilmiştir. Bunun nedeni herbisite dayanıklılık geni içeren tohumların ekili olduğu alanlarda görülen otların herbisitlere karşı daha dayanıklı olması ve bu durumda daha etkili ilaçların kullanım zorunluluğunu ortaya çıkmasıdır. Yine iddia edilen GDO ile verim artışı sağlandığı ve buna benzer birçok iddianın yanlış ve asılsız olduğu bu raporla çok çarpıcı olarak gözler önüne serilmektedir.

Gelelim Türkiye de başbakan yardımcısı Cemil ÇİÇEK in açıklamasıyla tartışılmaya başlanan GDO lu ürünlerin üretimi ve kullanımı yasasına. Sayın başbakan yardımcısının açıklamalarında dikkatimi çeken çok önemli bir husus şudur. Yasaya göre bebek mamaları ve küçük çocukların beslenmesinde GDO lu ürünlerin kullanımı yasak ancak yetişkinlerde kullanımına izin verilmiştir. Bunun anlamı GDO lu ürünlerin bebek ve çocuklar için zararlı olduğudur. Peki bu ürünler yetişkinler için zararlı değilmidir? O halde GDO lu bir ürünle beslenen bir anne sütünü bebeğe verdiğinde ne olacak bunu nasıl çözeceğiz? Bunun cevabı henüz yok…  Hemen belirtmekte fayda var bu yasa yani Ulusal Biyogüvenlik Kanun Tasarısı Taslağı bakanlar kurulunda ve imzaya açılmıştır. Kısa bir süre sonra da TBMM ye gönderilecektir. Aslında Türkiye ye 1998 yılından itibaren bir çok GDO lu yan ürün girmektedir. Bununla ilgili herhangi denetim söz konusu değildir. Şimdide bu yasayla üretimde yasal hale gelerek tertemiz topraklarımız GDO’lu ürünlere açılacaktır.

GDO lu ürünlerin kullanımı birçok Avrupa ülkesinde yasaktır. Bu ürünlerin şu anda görülen zararlı etkileri getirdiği faydalardan daha fazladır. Bu durumda bu ürünleri ülkeye sokmak sadece tekelleşmiş uluslar arası şirketlerin menfaatinedir. Bu durumda da zaten çeşitli bilimsel çalışmalarda da vurgulanan bir tespite göre, birçok ülkede GDO lu ürünlerin kullanımı gün geçtikçe azalmaktadır. Bu durumda tekelleşmiş küresel sermayeler yeni pazarlar oluşturmalı ve güçlerine güç katmalıdır. Buna göre bizim gibi ülkeler yeni Pazar oluşturma açısından oldukça elverişlidir. Böylece tarım bakanlığına oluşturulan baskıyla böyle bir yasa hazırlığı yapılmıştır. Zira mevcut hükümetin Suriye sınırındaki toprakları da yabancı bir ülkeye vereceği konusu epeyce tartışılmıştır. Yabancılara karşı çok derin bir sempati besleyen bu idareciler yine uluslar arası bazı şirketlere bir kıyak yasa tasarısı çıkarırımı hep beraber bakalım ama sesimizi yükseltelim artık GDO ya HAYIRRR…  

Arş. Gör. Ahmet KARTALKANAT

KSÜ ZİRAAT FAKÜLYESİ

Ekleme Tarihi
28.06.2009
Ekleyen Kişi
Ahmet KARTALKANAT


Paylaş | |
 DİĞER YAZILARI