Ekolojik yaşamı etkileyen ve her geçen gün artan çevre kirliliğinin çeşitli nedenleri vardır. Bu nedenlerin belkide en önemlisi son dönemlerde özellikle K.Maraş – Pazarcık / Narlı ovasında kurulmasıyla tartışma başlatan çimento fabrikalarıdır. Çimento fabrikaları partiküller hava kirleticileri arasında ilk sırada yer almaktadır. Çimento imalatı esnasında çimento kliniklerini yakmak için kullanılan döner fırınlarında meydana gelen gazlar (SO , CO, NO ), öğütülmüş kireçtaşı ve çimento tozları bu endüstride çevreye yayılan en önemli kirleticilerdir. Çimento fabrikalarının bilinen bu etkilerinin yanı sıra belkide üzerinde durulmayan en önemli etkisi çevreye kadmiyum elementi yaymasıdır. Çevreye yayılan kadmiyum toprakta birikmekte böylece bitkilere geçip daha sonra besin zinciri ile insanlar tarafından tüketilmektedir. Kadmiyum insan vücudunda sadece bitkilerle değil aynı zamanda solunum yoluyla da alınmaktadır. Kadmiyumun maruz kaldığı insanlarda sürekli baş ağrısı, baş dönmesi, mide bulantısı, kusma, uykusuzluk, sinirlilik daha sonra göğüs ağrıları ve astım gibi solunum sistemi hastalıkları ortaya çıkmaktadır. Bu konuyla ilgili Eskişehir Çimento fabrikası çevresinde yapılmış bir araştırmada fabrikadan uzaklaştıkça insanların kan örneklerinde kadmiyum miktarının düştüğü görülmektedir. Bu durum çimento fabrikalarının kadmiyum yaydığının açık bir kanıtıdır. Ayrıca yine çimento fabrikalarının muhtemel etkileriyle ilgili birçok çalışma yapılmıştır. Çanakkale çimento fabrikasının çıkardığı gazların zeytin ağaçlarına olan etkisinin araştırıldığı bir çalışmada fabrikadan uzaklaştıkça bitki boyunda belirgin bir artış olduğu bulunmuştur. Yine fabrikaya yakın olan arazilerdeki ağaçlarda %76,19 daha az meyve alınmaktadır. Çimento tozları bitkilerde sürgün ve yapraklarda büyüme ve gelişmeyi olumsuz etkilemektedir. Buda bitkisel üretimde önemli verim kayıplarına neden olmaktadır. Bilim adamları çimento tozlarının bitkilerde strese neden olduğunu böylece yapraklarda sentezlenen bitki büyüme hormonu indol-3-asetik asit (oksin) oranının düştüğünü ve yine büyüme engelleyici hormon olan absisik asit oranında da bir artış olduğunu bildirmektedir. Çimento fabrikalarından kaynaklanan kirlilik sadece bitkisel üretimi değil aynı zamanda hayvansal üretimi de etkiletmedir. Hayvanların otlatıldığı meralar da ve özellikle su kaynaklarında çimento fabrikalarından kaynaklanan birçok toksik madde bulunmaktadır. Bu yazının yazılmasında ilham kaynağı olan K.Maraş-Narlı ovasındaki iki devasa büyüklükteki çimento fabrikası tüm bu gerçekler ortadayken verimli topraklar üzerine kondurulmuştur. Gelecekte tarımın bile yapılamaması gibi bir sorun olmasına rağmen maalesef ülkemizde hala verimli araziler üzerinde bu tür sanayi tesisleri kurulmaktadır. Söz konusu bu tesisler sadece tarım alanlarında verim kaybı ve insan sağlığına olumsuz etkilerle karşımıza çıkmamaktadır. Aynı zamanda görüntü kirliliği ve özellikle ham madde temin edilmesinde patlatılan dinamitlerden dolayı deprem riskini de beraberinde getirmektedir. Bu saydığım tüm hususlar ortadayken yinede Narlı ovasındaki dev çimento fabrikaları, birinci deprem bölgesinde olan bir bölgede, verimli tarım arazisi üstünde ve özellikle yer altı sularınca zengin bir bölgede bu özelliklerin hepsi göz artı edilerek kurulmuştur. Bundan sonra yapılacak olan tek şey üreticilerin verim kaybından dolayı zarar görmesi durumunda bu zararlarını mahkeme kararıyla tahsil etme haklarının bulunduğunu onlara belirtmektir. İnsan sağlığı açısından ise şu anda yapılacak bir şey yok gibi.
Arş. Gör. Ahmet KARTALKANAT
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi
Ziraat Fakültesi
[email protected]
|